top of page

Öz Şefkat: Kendinize Karşı Acımasız Olmamak

Çağımızda pozitif psikolojiye ait çok sayıda terim sosyal medya aracılığıyla pek çok insanın dikkatini çekmektedir. Bunlardan biri de öz şefkattir. Peki öz şefkat nedir? İnsanın dış dünyayı hiç umursamadan, tamamen kendine odaklı ve gamsız yaşaması öz şefkati mi ifade eder? Hayır, öz şefkat bu davranış şeklini anlatan bir kavram değildir.

Öz şefkat, kişinin yaşanan olaylar karşısında kendine yönelik acımasız eleştiriler yapması yerine daha anlayışlı ve kibar bir yaklaşım içinde olmasını ifade eder. Çoğunlukla ailenizden birinin, arkadaşınızın ya da çocuğunuzun yapmış olduğu hatalara olan toleransınız kendinize karşı olan toleransınızdan fazladır. Toplumda pek çok kişi kendine karşı daha nazik bir tutum içinde olmayı kendine acıma ile karıştırır. Oysaki öz şefkat, kişinin kendine acımasından oldukça farklıdır. Kendine acıyan kişiler, yaşadıkları olumsuzluklarda çektikleri acıyı abartıp sadece kendileri acı çekiyormuş gibi bir izlenim uyandırırken öz şefkatli kişiler, hayatın içerisinde tecrübe ettikleri olayların sadece kendi başlarına gelmediğini ve diğer pek çok insan gibi bu durumları atlatabileceklerini bilirler.

Yaşadıkları acıları ve olumsuz olayları kabul edip psikolojik sağlamlıklarını koruyarak yola devam eden bu kişiler, duygularını yok saymak yerine bu duyguları kucaklamayı tercih ederler. Yapılan araştırmalar öz şefkati yüksek kişilerin yaşam doyumlarının, mutluluk seviyelerinin ve benlik saygılarının da yüksek olduğunu göstermiştir. Buna paralel biçimde öz şefkati düşük olan kişilerin kaygı ve depresyon düzeylerinin yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Başarılı olmanız gereken bir işte istediğiniz performansı gösteremediğinizde iç sesiniz sizi “Yine bir işi beceremedin! Ne kadar başarısızsın!” şeklinde eleştirebilir. Bu eleştirileri kendi kendinize sürekli olarak yapmak, motivasyonunuzu da iyiden iyiye düşürecektir. Bu tip durumlarda öz şefkatin kendini göstermesi, kişinin kendini ve aldığı sonucu daha iyi analiz etmesine yardımcı olur. Kendini acımazsızca yargılamak ve başarısız biri olduğu yönünde etiketlemek yerine kendine anlayış gösterip koşulları ve yapabileceklerini gözden geçirmeyi tercih eden kişilerin, yeniden denemek için adım atmaları da daha olasıdır.

Çocukların doğdukları andan itibaren yetiştiriliş biçimleri ergenlik dönemlerinde ve akabinde yetişkin bir birey olduklarında kendilerine karşı anlayışlı mı yoksa acımasız mı olacaklarını belirleyen önemli bir etkendir. Çocukluk döneminde destekleyici ilişkileri olan, merhametli ve anlayışlı aile ortamında büyümüş olan çocukların ilerleyen yıllarda kendilerine karşı öz şefkati yüksek olan bireyler olduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur.

Bununla birlikte soğuk aile ilişkilerine ve acımasız eleştirilere maruz kalarak büyümüş çocukların da yetişkinlik yıllarında öz şefkat düzeylerinin oldukça düşük olduğu araştırma sonuçlarında yer alır. Bu noktada ebeveynlerin kendilerine ve akabinde çocuklarına karşı öz şefkatli bir yaklaşım içinde olmaları son derece önemlidir. Çocuklar ebeveynlerini rol model aldıklarından anne ve babaların bu konuda öncelikle kendilerine yatırım yapmaları önerilmektedir.

Öz şefkat üzerine uzun yıllardır araştırma yapan Dr. Neff, öz şefkat hakkındaki farkındalığın artması ve öz şefkati yükseltebilmek adına atılabilecek ilk adımlardan birinin kendinize bir destek mektubu yazmak olabileceğini ifade etmektedir. İyi ve kötü olduğunu düşündüğünüz bütün özelliklerinizi sıralayarak sizi siz yapan tüm özelliklerinizi kabul etmenize yardımcı olacak bu mektup, mükemmel olmanıza gerek olmadan olduğunuz halinizle kendinizi anlayabilmeniz adına güzel bir egzersizdir.

Öz şefkati içselleştirerek hayatınıza dahil etmek, hayatınızda sonuçlarından çekindiğiniz için ertelediğiniz girişimleri yapmanız adına da sizi cesaretlendirecektir!


Gözde Uludağ

Uzm. Psikolojik Danışman




**Osman Yağbasanlar’ın Kavramsal Bir Bakış: Özşefkat araştırmasından yararlanılarak yazılmıştır.


bottom of page