“Anne canım sıkıldı!”
“Baba yapacak bir şey bulamıyorum.”
Ebeveynler sıklıkla bu tip cümleleri duymaktan şikayet ederler. Çok beğenilerek alınan bir oyuncağın ertesi gün yüzüne bakmayan çocuklar bir de üstüne sürekli sıkıldıklarını söylediklerinde yetişkinler kendilerini içinden çıkamadıkları durumlarda bulabiliyorlar. Peki tüm alternatifleri çok hızlı bir biçimde tüketen günümüz çocukları “sıkıldığında” onlara ne sunmak onların yararına olacaktır? Cevap aslında “hiçbir şey”.
Canı sıkıldığı her an önüne yeni seçenekler sunulmayan çocuklar bir süre sonra sıkıntılarını geçirebilmek adına üretmek zorunda kalırlar. Bu üretme faaliyeti çocukların yaratıcılığını arttırmak için oldukça önemlidir. Canı sıkılan çocuklar kendileri ile baş başa kaldıklarında hayal kurmaya başlarlar. 10-15 dakikalık süreyle kendiyle baş başa kalışlar çocukların yapmak isteyecekleri şeyi kendilerinin düşünmesi ve hayal kurmaları adına bir çeşit mola vermedir. Ebeveynlerin çocukların can sıkıntısına anında pratik çözüm önerileri getirmesi tercih edilen bir yöntem değildir. Çocukların can sıkıntıları ile baş etmeyi öğrenmeleri gerekir.
Çocuklara alınan tek fonksiyonlu ve hızlı tüketime uygun oyuncaklar onların daha çabuk sıkılmasına yol açabilir. Çocukların ellerindeki oyuncakları farklı ve yaratıcı şekillerde kullanabilmesi için ebeveynlerin onlara bu yaratıcılığı ortaya koyabilecekleri fırsatı vermeleri uygun olacaktır. Bir oyuncak kova yalnızca bir oyuncak kova değil aynı zamanda bir masa da olabilir. Canı sıkılan çocukların önüne çeşit çeşit yeni oyuncaklar sermek yerine onlara ellerindekini değerlendirmek için zaman verilmelidir.
Teknoloji çağında olmanın bir getirisi olarak çocuklar küçük yaştan itibaren televizyon, tablet ve telefonla iç içe büyüyorlar. Uzun süreler bu teknolojik cihazlarla vakit geçiren ve ekran başında olan çocuklar, bu cihazlar ellerinden alındığında direkt olarak “sıkıldıklarını” söyleyebiliyorlar. Bu durumun önüne geçmek ve çocukların pasif bir ekran izleyicisi olmalarının önüne geçmek adına teknoloji kullanımını en başında sınırlamak doğru olacaktır.
Çocuklar kimi zaman asıl duygularını göstermemek için sıkıldıklarını söyleyebilirler. Ebeveynler bu durumu hissettiklerinde gerçek duygusunun ne olduğunu öğrenmek adına baskı içermeyen birkaç basit soru sorarak çocuklarının gerçek duygusunu ifade etmesine yardımcı olabilirler.
Çocuklar ebeveynleri genellikle meşgul olarak gördüklerinden sıkılan kişinin hep kendileri olduğunu düşünebilirler. Ebeveynlerin bu noktada çocuklarının görebileceği biçimde bazen kendilerinin de can sıkıntısı yaşadıklarını göstermesi iyi olacaktır. Kimi zaman çocuğuyla birlikte sadece yatıp ne yapabileceklerini düşünmek ve yaratıcı fikirler bulmaya çalışmak çocuğun önüne sınırsız seçenek sunmaya çalışmaktan çok daha doğru bir yol olacaktır.
Gözde Uludağ
Uzm. Psikolojik Danışman