top of page

Çocuklar neden utanır?

Utanma duygusunun kökeninde tehlike karşısında saklanma davranışı vardır. Utangaçlık 6 ay ile 1 yaş arasında bebeğin yabancı birini gördüğünde yüzünü annesinin göğsüne gömüp saklanması ile başlar. Çoğu bebek bir süre sonra kendisini güvende hissedip yabancı kişiyi incelemeye başlarken bir kısmında korku, huzursuzluk ve saklanma devam eder.

Utangaçlık en yoğun 3-6 yaşlar arasında görülür. Bu yaşlar çocuğun bireyselleşmeye başladığını fark ettiği, başkalarının kendisi hakkındaki görüşlerinin önemli olmaya başladığı yaşlardır. Çocuk başkalarının yanında beğenilmeyen bir duruma düşmekten korkar, utanır. Bu durum yaşa özgü doğal tepkilerdir.

Çocuğun utangaç olmasında anne-baba etken midir?

Utangaçlığın oluşmasında genetik yatkınlık, kişilik yapısı, anne baba tutumları, sosyal yaşam yetersizliği gibi pek çok neden vardır. Çocuk büyüdükçe yabancılardan korkma ve huzursuz olma durumu genelde azalır ve süreç içerisinde de kaybolur. Bazı çocuklarda ise bu huzursuzluk ve korku hali yaşam boyu devam eder. Yapılan araştırmalar huzursuzluk ve korku hali devam eden çocukların fizyolojik sinyal sistemlerinin daha kolay harekete geçtiğini ve bu kişilerin yaşam boyu daha kaygılı, tehlike algısı daha yüksek insanlar olduklarını göstermektedir.

Genellikle tehlike sinyali düşük olan çocukların kendileri gibi tehlike sinyali eşiği düşük anne babaları vardır. Bu ebeveynler çocuklarıyla ilgili aşırı kaygı duyarlar. Utanmaya yatkınlık bu şekilde gelişir.

Çocuğun görüşünü ifade edemediği, susturulduğu, itiraz hakkının olmadığı, aşırı sert bir havanın hüküm sürdüğü aile ortamında yetişen çocukta güven duygusu gelişemediği için utangaçlık yaygın bir davranış olarak karşımıza çıkar. Benzer şekilde aşırı derecede korunup kollanmış çocuklarda da bağımsız hareket etme ve anne babadan ayrılıp başkalarıyla rahat ilişki kurma becerilerinin yeterince gelişmemiş olması sonucu utangaçlık görülür. Bunun dışında sosyal ortamlara sokulmayan, yeni insanlarla karşılaşma, tanışma fırsatı bulamayan çocuklarda da utangaçlık sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

Çocuğun utangaç olduğu hangi hareketlerinden anlaşılır?

Utangaçlık hali çocuklarda yetişkinlere göre daha kolay gözlenir. Utangaç çocuklar yabancı birini gördüklerinde yüzlerini kapatır, annelerinin kucaklarına ya da arkalarına saklanır, giysisiyle oynamak ya da elini ağzına götürmek gibi davranışlarda bulunurlar. Sosyal etkinliklere katılmakta, yaşıtlarıyla etkileşime girmekte zorlanırlar. Yeniliklerden ve rutinlerinin değişmesinden hoşlanmazlar. Başkalarının yanında performans sergilemekten kaçınırlar.

Çocuğun utangaç olmaması için anne-baba ne yapmalıdır?

  • Yeni ortamlara uyum sağlaması için fırsat verin.

  • Tehdit edici olarak algıladığı bir ortama girerken aşırı zorlayıcı olmamaya dikkat edin.

  • Çocuğa ve ortama ait olumlu özelliklere dikkat çekin.

  • Kendi sosyal ilişkilerinizi ve rollerinizi gözden geçirin.

  • Utangaçlığı nedeniyle eleştirme, suçlama, alay etme gibi tutumlardan kaçının.

  • Utangaçlık konusunu başkalarının yanında konuşmayın.

  • Değişik sosyal ve kültürel ortamlarda bulunmasını, yeteneklerini tanıyıp geliştirmesini sağlayın.

  • Özgüvenini arttıracak etkinlikler ve beceriler edinmesine çalışın.

  • Hiçbir şey için zorlamayın.

  • Teşvik edin.

  • Aşırı koruyucu ya da baskıcı tutumlardan kaçının.

  • İşleri onun yerine yapmak ya da onun adına konuşmak gibi davranışlardan uzak durun.

  • Kendi benzer deneyimlerinizi ve yaşadıklarınızı çocuğunuzla paylaşın.

Utangaç olmak ileriki hayatını nasıl olumsuz etkiler? Küçük yaşta utangaçlığını aşamazsa, ileride kalıcı mı olur?

Utangaç olmak kişinin sosyal yaşama uyum sağlamasını, başka insanlarla olan iletişimini ve ilişkilerini, eğitim hayatını, okul başarısını, iş yaşamını olumsuz olarak etkiler. Okul öncesi dönemde utangaçlık belirtileri gösteren çocukların özgüven ve sosyal becerilerinin gelişimini sağlamak amacıyla destek almaları yetişkin yaşamlarında sosyal açıdan daha uyumlu bireyler olmalarını sağlar. Yaşadığı zorluklar nedeniyle destek almayan çocukların yetişkin yaşamlarında da utangaçlıklarının devam ettiği, bununla birlikte yeniliklere ve değişikliklere açık olmayan, vereceği kararlar karşısında kararsız kalan bireyler oldukları görülür.

Duygu Çataltaş Sıpçıkoğlu

Pedagog / Psikolojik Danışman

(Mayıs 2011)

bottom of page