2-3 yaş çocuğunun en belirgin özelliği yoğun merak duygusu, en önemli işi ise keşfetme ve öğrenmedir. Merakla birlikte keşfetme ve öğrenme duygusu peşinden kuralları ve yasakları getirir. Keşfetme süreci içerisindeyken çocuk neyi elleyip ellemeyeceğini, neyin kendisi için zararlı olup olmadığını bilemez. Bu noktada yasaklar devreye girer.
* Yasak olan bir şey, 2-3 yaşındaki çocuğa, doğru bir şekilde nasıl anlatılır?
“Bu yasak” demek 2-3 yaş çocuğu için bir şey ifade etmez. Aynı şekilde neden yasak olduğunu detaylı şekilde anlatmak da 2-3 yaş çocuğu için anlamlı değildir. Öncelikle çocuğa neyin izin verilip neyin izin verilmeyeceği konusunda anne baba net bir karara varmalıdır. Yasak olan ve olmayan şeyler güne, zamana, kişiye veya ortama göre değişiklik göstermemeli, mümkün olduğunca her durum ve ortam için sabit ve net olmalıdır. Çocuklar ancak bu şekilde neyin yasak neyin yasak olmadığını anlayabilirler.
Özellikle bu yaş dönemindeki çocuklar hem daha çabuk unuttuklarından hem de anne babanın hep aynı tutumu sergilediğinden emin olmak için yasak olan şeyi yapma eğiliminde olurlar. Yapılması istenmeyen davranışın ne olduğu çocuğa açıkça söylenmeli (örneğin “televizyon ellenmez” denmeli), çocuk bu davranışı yaptıktan sonra kızıp bağırmadan yaptığı davranışın beğenilmediği, bunu tekrar yapmaması gerektiği sakin ve kararlı bir ses tonuyla anlatılmalıdır.
* 2-3 yaşındaki çocuk ne tür yaramazlıklar yapar ve anne babalar nasıl davranmalılar?
2-3 yaş çocuğu her şeyi ellemek, kurcalamak, atmak, dolapları, çekmeceleri boşaltmak ister. Bunu yapmasının nedeni yaramazlık yapmak veya anne babayı üzmek değildir. Çocuğun tek yapmaya çalıştığı şey merak duygusunu tatmin etmektir. Televizyona dokunduğunda, bardağı yere attığında ne olur, dolapların, çekmecelerin içlerinde ne vardır? Çocuğun tek merak ettiği ve öğrenmeye çalıştığı budur. Bu noktada, çocuğu engellemek yerine seçenekler sunmak hem engellenmişliğin getirdiği öfkeyi ve hırçınlığı azaltır, hem de çocuğun öğrenme ve keşfetme duygusunu destekler.
Bütün dolapları, çekmeceleri kilitlemek yerine çocuğun merakını giderebilmesi için bir dolap veya çekmece boşaltılıp çocuğa ayrılabilir. Buraya çocuğa ait 1-2 oyuncak, ona zarar vermeyecek plastik veya tahta kaşık, tabak, 1-2 bez konabilir. Dolaplara, çekmecelere yöneldiğinde ise buraların anneye ait olduğu, boşaltılan çekmecenin ona ait olduğu söylenerek oraya yönlendirebilir.
* 2-3 yaşındaki çocuğa ne tür yasaklar konulabilir?
Bazı ailelerde çocuğun hiçbir şeyi ellemesine izin verilmezken özellikle çocuk merkezli ailelerde çocuğun her yaptığına izin verilir. Bu durumda çocuk kendisi ve çevresi için tehlikeli olan ve olmayan arasında ayırım yapamaz.
Bu yaş döneminde çocuğun kendisine ve çevresine zarar vermesine engelleyecek düzenlemeler yapılmalıdır. Prizler için koruma kapakları, deterjan, ilaç ve kimyasalların bulunduğu dolaplar için kilitler konulmalıdır. Bunların dışında sıcak ocağa, ütüye, suya dokunma, vurma, atma davranışları için yasaklamalar getirilebilir.
* Anne-babaların çocuğa ilk tepkisi nasıl olmalıdır?
Çocuk istenmeyen veya zarar verici bir davranış yaptığında ebeveynlerin ilk tepkisi genellikle “YAPMA” şeklinde bağırmak olur. Bu tepki çocuğun korkmasına neden olur, ancak her zaman davranışa son vermesini sağlamaz.
Uygun olmayan ya da tehlikeli davranışlar karşısında sadece “HAYIR” demek de bu yaş çocuğu için yeterli olmayacaktır. Basit bir şekilde davranışın neden yapılmaması gerektiği de anlatılmalıdır. Örneğin sıcak bir nesneye dokunmaya kalktığında o nesnenin sıcak olduğu ve canının acıyacağı söylenebilir. Çoğunlukla bu yaş grubu çocuklar yapılan açıklamalardan tatmin olmazlar ve davranışa devam etmeye çalışırlar. Genellikle de yaşantısal şekilde öğrenirler.
Kuralları ve yasaklamaları çocuğa sık sık hatırlatmak gerekir. Yapılması istenmeyen davranışın yerine alternatifi sunularak çocuğun dikkati dağıtılabilir ve istenmeyen davranışı uygulama konusundaki ısrarcılığı engellenebilir. Örneğin eşyaları yere atmaya başladığında “bunlar atılmaz, istersen topu atabilirsin” şeklinde bir yönlendirme yapılabilir. Yaptığı davranışı sonlandırmak veya değiştirmek mümkün olmadığında ise çocuğu o ortamdan uzaklaştırmak uygun bir yoldur.
Duygu Çataltaş Sıpçıkoğlu
Pedagog/ Psikolojik Danışman
(Nisan 2009)