top of page

Çift Terapisine Dair Farklı Bakış Açıları ve Yaygın Yanlış İnançlar

İlişkiler, büyüyen canlılar gibidir. Bazen yeşerir, bazen de duraksar. İşte tam da bu noktada çift terapisi, ilişkinin yeniden nefes almasını sağlayan değerli bir alan olarak karşımıza çıkar. Ancak Türkiye’de çift terapisine dair hem umut veren hem de sınırlayan bakış açıları var.


Çiftler Terapiden Ne Bekliyor?

Türkiye'deki çiftler giderek daha fazla terapiye yöneliyor. Özellikle genç yetişkinler ve eğitimli çiftler arasında bu eğilim belirgin. Terapide iletişimi güçlendirmek, duygusal bağları yeniden kurmak ve birlikte büyümek isteyenlerin sayısı artıyor. Ne var ki; her çift aynı noktadan yola çıkmıyor.

Kimileri terapiye bir “son çare” gözüyle bakarken, kimileri ise ilişkilerini derinleştirmek ve anlayışı artırmak için bilinçli olarak bu sürece başlıyor. Bu fark, terapi sürecinin niteliğini doğrudan etkiliyor. Kimi çiftler birlikte büyümek için terapiye açıkken, kimileri için bu süreç kendi bireysel yaralarını görme ve dönüştürme yolculuğuna dönüşebiliyor.


Çift Terapisine Yönelik Yanlış İnançlar

Terapinin önünde en büyük engel, ona dair yanlış kabuller. İşte bu yaygın inançlardan bazıları:

  1. “Terapi gereksizdir.” Bazı çiftler, “ilişkimizde büyük bir sorun yok ki” diyerek terapiye ihtiyaç duymadıklarını düşünebilir. Oysa terapi sadece kriz anlarında başvurulan bir araç değil; ilişkideki iletişimi güçlendiren, duygu dünyalarını ortak bir dille buluşturan bir fırsattır.

  2. “Sadece sorunlu çiftler terapiye gider.” Bu düşünce, terapiye başvurmayı neredeyse utanç verici bir hale getiriyor. Halbuki sağlıklı ilişkiler bile, zaman zaman destek ve dış gözlemle derinleşebilir. Terapi, birlikte öğrenmenin ve gelişmenin bir yoludur.

  3. “Terapi zayıflıktır.” Terapiye başvurmak zayıflık değil, ilişkiye ve kendine değer vermenin bir göstergesidir. Güçlü çiftler, ihtiyaç duyduklarında yardım istemekten çekinmezler. Çünkü bilirler ki destek almak, yola birlikte devam edebilmenin bir parçasıdır.

  4. "Terapist çiftlerden biriyle taraf tutar." Terapistin görevi çiftlerin birbirlerini dinlemelerini, duymalarını ve birbirlerinin bakış açılarını anlayabilmelerini sağlamaktır.

  5. "Terapiye gidersek boşanırız." En yaygın inançlardan biri de budur. Terapinin öncelikli hedefi tarafların ilişkiyi sürdürme, ilişkiye yatırım yapmaya dair istek ve motivasyonlarının olup olmadığını bulmaktır. Çiftlerden birinin bile ilişkiyi devam ettirmeye ve bu konuda partnerini desteklemeye gönüllü olması yeterlidir. Ancak iki taraf da ilişkiyi bitirme konusunda uzlaşmışlarsa bu durumda sağlıklı bir bitirişin nasıl yapılacağı terapide ele alınır.


Terapi Sadece Onarmak İçin Değil, İlişkiyi Güçlendirmek İçindir

Çift terapisi, yalnızca bir “kriz masası” değil, aynı zamanda bir gelişim alanıdır. Türkiye’de giderek daha çok insan bunun farkına varıyor. Ancak bu sürecin önünü açmak, ancak yanlış inançların üzerine kararlılıkla gidilirse mümkün olabilir.


Çiftlerin bakış açılarındaki bu dönüşüm, sadece ilişkileri değil; aileleri, çocukları ve toplumu da dönüştürme potansiyeline sahip. Bu yüzden çift terapisi, yalnızca iki insan arasında değil, kuşaklar arasında da bir köprü olabilir.


Duygu Çataltaş Sıpçıkoğlu

 
 
 

Comments


UMAY Pedagojik ve Psikolojik Danışmanlık Eğitim ve Gelişim Projeleri Uygulama Merkezi

 

Feyzullah Mh. Oğuzhanlı Cad. Ata Apt. No.39 D.1

Maltepe / İstanbul

45613271_1867179886735970_88410067235829

Copyright 4Life Productions 2017

 (0554) 194 85 00

(0216) 356 28 13

umaypd@gmail.com

Çalışma Saatlerimiz

                  P.tesi:           Kapalıyız                         Salı:             10.00 - 19.00

Çarşamba: 10.00 - 19.00

Perşembe: 10.00 - 19.00

Cuma:         10.00 - 19.00

C.tesi:          10.00 - 19.00

Pazar:          10.00 - 15.00

bottom of page